2023 yılına bir hayalimi daha gerçekleştirebilmiş olmanın verdiği mutluluk ile devam ediyorum. TÜYAP tarafından bu yıl 15’incisi gerçekleşen “Çukurova Kitap Fuarı” organizasyonuna yıllardır beklediğim, tabiri caizse yolunu gözlediğim, Türk edebiyat tarihinin en önemli isimlerinden olan, kıymetli hocam, üstadım, bana şiiri sevdiren ve şiirleriyle dünyaya başka bir göz ile bakabilmemi sağlayan sayın Haydar Ergülen konuklar arasındaydı. Heyecanımı kelimelere dökmekte zorlandığım ender anlardan birisindeyim. Gün gelip çattığında fuar alanına gitmek üzere yola koyuldum, çok sevdiğim, değer verdiğim bir arkadaşım heyecanıma ortak olma adına beni yalnız bırakmadı ve önce onun ile buluşup fuar alanına geçiş yaptık. Evden çıkarken üstadı ne kadar çok insan ile tanıştırabilirsem benim için o kadar değerli diye düşünüp bugüne kadar aldığım ne kadar Haydar Ergülen kitabı var ise başkalarına hediye ettiğimi fark ettim, yüzümün gülümsemesine sebep oldu bu durum. Fuar alanına giriş yapar yapmaz üstadın birkaç kitabını alıp söyleşi yapacağı salona geçtik. Haydar hocam harika bir söyleşiyi geride bırakırken söyleşi esnasında hem güldürdü, hem bilgilendirdi, hem de ufkumuzu açtı. Salondan ayrılırken arkadaşım ile beraber hemen arkasından fırladık, sanki gölgesiymiş gibi takip ediyorduk adeta, hoca imza atacağı stant’a ulaşmıştı. İlk sıraya girip hoca ile muhabbete girerken ” Ben seni tanıyorum Mücahit ” demesiyle şok oldum. Evet Haydar hocam ile naifçe dergisinde, beni hoca ile tanıştıran değerli abim Hasan Bozaslan ile sorularını beraber hazırladığımız bir söyleşi yapmıştık fakat aklında kalıp beni hatırlaması benim için büyük lütuftu. Kitap fuarındaki imza günü sonrası hoca Tarsus’ta bir sahafta başka bir söyleşi ve imza günü gerçekleştirecekti, üstelik o söyleşiye Hasan abi de katılacaktı ve söyleşi yaptığımız dergiyi beraber vermemizin daha doğru olduğunu düşünüp Haydar hocadan kitap imzalarını aldıktan sonra Tarsus’a geçeceğimizi belirterek izin istedik, elini uzatıp selamlaştıktan sonra fuar alanından ayrıldık. Tren garına vardığımızda bir sonraki trenin gelmesine yaklaşık bir saat vardı, bu da Tarsus’taki imza gününe biraz geç kalacağımızı işaret ediyordu, biraz moralim bozulsa da mecburen bekledik. Tren istasyona yanaştı, bindik ve yola koyulduk, bir saatlik bir yolculuk sanki bitmiyor fakat zaman da doğru orantılı hızlı akıyordu. Nihayet tren Tarsus istasyonunda durdu, hızlı bir şekilde sahafın nerede olduğuna bakıp yola koyulduk, geç kalmıştık çoktan, sahafı bulup içeri girdiğimizde hoca yerini almış, söyleşi demlenmiş, herkes pür dikkat hocayı dinliyordu. Haydar hoca dönüp beni gördüğünde ” Hoş geldin Mücahit ” demesiyle sahaftaki bütün gözler birden bana çevrildi, çok şaşırmak ile beraber o kadar mutlu oldum ki, o anın bir kaydı olsaydı şayet defalarca sıkılmadan izleyebilirdim. Söyleşi bitmişti fakat hoca o kadar samimi ve içten davranıyordu ki… Bir yandan imza atıyor diğer yandan sıkılmadan anılarından anlatmaya devam ediyordu. ” Ben çok konuştum, biriniz bir şeyler anlatsın, Mücahit anlat bakalım. ” cümlesiyle gözler yine bana döndü. Hasan abi araya girerek ” Mücahit sizi çok bekledi hocam ” demesiyle hasan abinin cümlesini destekler nitelikte cümleler kurdum. Beni en çok etkileyen şey ise, hoca ile ilk defa yüz yüze gelmiş olmama rağmen bana gösterdiği samimi tavrıydı. Sanki onun hayatından bir parçaymış gibi hissettim ki bu his benim için inanılmaz bir şeydi. İmza alma sırası bana geldiğinde hocanın yanına oturdum, Hasan abi bize eşlik ediyordu, önce söyleşi yaptığımız derginin bir nüshasını hocaya takdim ettim, diğer dergiyi kitaplar ile imzalatıp hatıra fotoğrafı çektirdik. Benim için unutulmaz günler arasında yerini aldı 14 ocak 2023.
Tarsus Antik sahaf sahibi İsmail bey’e de birkaç satır eklemeden edemeyeceğim, 25 yılı aşkın bir süredir edebiyat severlere hizmet eden İsmail bey ile çok hoş bir sohbeti geride bıraktık o gün. Pazar gününe uyandığımda İsmail bey’in bir gün önce gerçekleşmiş olan söyleşi ile alakalı duygularını paylaştığı gönderiye benim adımı yazması ve benden ” Bir deneme kitabı yazarı ” olarak bahsetmesi de çok hoşuma gitti. Eğer Tarsus’a yolunuz düşerse mutlaka kapısından içeriye giriniz, sizi harika bir dünya bekliyor olacak. Babacan tavrı, güler yüzü ve hoş sohbeti için İsmail bey’e buradan teşekkür ediyorum.
Bu güzel günde beni yalnız bırakmayan, heyecanıma ortak olan sevgili arkadaşım Mesude Tanrıkulu’na bir kez daha teşekkür ederim. İyi ki arkadaş kalabilmişiz. Anılarımı artık kaleme almaya çalışacağım, geriye dönüp baktığımda anılarımı okumak ve tekrardan gülümseyerek hatırlamak istiyorum.
Ben Mücahit Erdem Serin, bu güzel anımı sizinle paylaşmaktan dolayı çok mutluyum, sabırla okuduğunuz için sizlere de teşekkür ederim. Sevgi ve saygı ile…





Son Yorumlar